Bölüm 1 Asansör bulutları geçtikten hemen sonra durdu ve sarı kapılar içindeki tek kişinin şanına yakışır şekilde sakince açıldı. İçerideki hafif kambur adam da aynı asillikle çıktı içinden ve dairesinin kapısına doğru yöneldi. İçerisi her zamanki en uygun sıcaklıktaydı, yemekler …
Boğazın kenarındaki bir bankta oturuyordu yanında hiç tanımadığı bir yaşlı adamla. Yine düşünceler içinde fethetmeye, ele geçirmek istediği şehre bakıyordu. Biliyordu içten içe; ya onu da yutacaktı ya da başka yerlere sürgün edecekti bu şehir. Hep sürgün edileceğini düşünüyordu, tüm …
13 saat uykusuz geçen yolculuğun ardından nihayet uyuyabileceğim diye düşünüp yatağına geçtiyse de bir türlü uyuyamıyordu. Gözlerinden uyku akıyordu ama uyuyamıyordu. Su içti, bir şeyler yemeyi denedi ama yok uyuyamıyordu. Neden uyuyamıyordu? Saatler sonra anlayacaktı ki migren atağı başladığından uyuyamıyordu. …
Her zamanki puslu, gri havada yürüyordu. Yine canı sıkkındı, yine bir hüzün çökmüştü, şehre, içine. Bu defa havadan değildi bu hüznün nedeni, gidiyordu… Aşık olduğu şehri, aşkı bulduğu şehri ertesi gün terk edecekti. Üstelik her seferinde bu şehre gelmek için …
En uzun gökdelenlerin birinin en üst katların bir tanesinden gri şehri izliyordu. Hava yeni kararırken ara sokaklara güneşin ne zaman geldiği gittiği belli değildi. Büyük ihtimalle çoğu güneşi görmüyordu bile. Tüm bu gri “modernliğe” bakarken yıllar önce, kendi parasını kazanmaya …
Kader! İnsanlarda hep kaderin önceden belli olduğu ve olumsuz durumlarda kaderinde varmış inanışı oluyordu. Ama Zea böyle düşünmüyordu, kişi kendi kaderini yaratırdı. Tüm olayların olasılığı kendi ellerindeydi. Sırf bu inanışı için çok zor bir amaç edinmişti kendine, bunu hayatıyla kanıtlayacaktı. …
Günler o kadar hızlı akıyordu ki hangi günde olduğunu karıştırması olağan hale gelmişti. Günler uzun zamandır ilk defa bu kadar güzel geçiyordu. Aslında değişen pek bir şey yoktu; havalar bozukluk, insanlar boş, içi huzursuzdu hala… Değişen tek bir şey vardı, …
Hızlı başlamıştı gün, duşunu alıp hemen dışarı atmıştı kendini. Tabii ki çoğu zaman olduğu gibi kahvaltıyı es geçmişti. Herkesi ele geçiren hastalık onu da egemenliği altına almıştı ama bu sene öncekilerden farklı olarak en geç hasta olanlardan olmuştu. Zaten şimdiye kadar …
Bir önceki günlerden farkı olmayan yeni bir sabaha uyandı. Uyanmak yetmiyordu, güne başlamak için bir neden gerekiyordu; o puslu, gri havada sıcacık yataktan çıkaracak bir neden! Her zaman bir neden olurdu ama son bir yıldır farklı, büyük bir neden bulmuştu …