Her yıl doğum günümde bi önceki yaşımı değerlendiririm ve yeni yaşımdan beklentilerimi yazarım. Bu yıl ilk defa bir ay öncesinden bunu düşünmeye başladım. 27 yaşına gireceğim ve bu yaş benim için bi dönüşüm yaşı olacak diye düşünürdüm, nedenini bilmediğim şekilde en çok beklediğim yaştı. Ancak fark ediyorum ki o dönüşüm olmayacak gibi…
Aslında bir tweet atacaktım buradaki hislerimi ama baktım ki tek tweete sığmıyor ben de yazayım dedim. Bu yazıyı 26. yaşımda ne oldu gibi değil de daha çok şu an ne hissediyorum üzerine yazmaya çalışacağım.
En Sert Kırılım
Bundan yıllar önce hayatımı yıllara bölüp hangi dönem ne olacağını yazmıştım: 21. yaş şirket kurma, 24. yaş yatırım alma, 27 yetişkinlik ve evlilik, 35 emeklilik gibi. 24. yaşımdan sonra kırılım yaşadım ve bu plandan çizgisinden tamamen uzaklaştım. Bundan uzaklaşmayı her gün hissediyorum ama sanırım uzaklaşmadan beri ilk defa benim için önemli bir diğer yaşıma geldiğim için garip bir his var.
Geçmez Dediğimiz Her Şey Geçiyor
Bu başlığı aslında bir şeyleri arkada bırakmak yapacaktım ancak her şeyin geçiyor olması da bunun bir alt kırılımı olsa da özetliyor bence. Her yerde okurdum, görürdüm, dinlerdim; hayatımda geçmeyeceğini düşündüğüm olayların, acıların geçeceğini ama inanmazdım, inanmak istemezdim. Geçtiler, geçiyorlar…
Gerçekten bazı durumların içindeydim ve bunları nasıl aşacağımı göremiyordum, bilmiyordum. Düşünüyordum ancak hiç sonuca varamıyorum, mantıklı yolları bir türlü göremiyordum. Bazılarında hiç göremedim de ama sanırım zaman bunlara ilaç oldu ve geçtiler.
Bu geçmez dediğimiz şeyler, arkamızda bıraktığımız şeyler bizi güçlendiren ve yetişkin kılan ana şeyler bence. İnsan aklıyla da kalbiyle de çözümünü bulamadığı şeylerin yoluna girdiğini anlayınca rahatlıyor, artık dertler o kadar da büyük olmuyor, su hep bir şekilde akıyor ve yolunu buluyor.
Dirençler ve Değişimler
26. yaşımda dirençlerim oldu, özellikle de suyun akıp yolunu bulmasına. Çünkü yolu hep ben çizerdim, suyun gitmesini istediğim yönü ben belirlerdim ancak bu yaşımda artık bunun mümkün olmadığı durumları gördüm, yaşadım. Yine ben yön vermek istedim ama olmadı. Sanırım yeni yaşıma yaklaşırken fark ettiğim şeylerden biri de bu direncin anlamsız olduğu ve bazen yönü belirleyemeyeceğimin kabullenişi. Anlaşılan dirençsizliğin bendeki karşılığı değişim olacak yeni yaşımda.
Son Söz
Bakalım yeni yaşım geldiğinde neler yazacağım, hangi beklentilerim olacak, kader kendini gösterecek mi… Ve evet son olarak bu yaşımda insanın mutsuzken de iyi olabileceğini öğrendim, bunu da anlatan bir şarkı bırakıyorum, bir gün buraya bakıp gülerek okurum 🙂