Gelecek hafta girişimcilikten beyaz yakalılığa geçişimin birinci yılı tamamlanmış olacak ve buna yönelik de bir yazı yazacağım ancak o yazı durumun karşılaştırması olacak. Ama bu yaşadığım sadece bir kariyer değişikliği değildi ki! Ben tüm hayatımı, planlarımı, hayallerimi girişimci olarak ilerlediğim senaryo üzerine inşa etmiştim. Dolayısıyla girişimciliği bırakınca elimde hiçbir şey kalmamıştı. Her şeyi yeniden planlamam gerekiyordu. “Geleceğim ne olacak? Yeni hayallerim olacak? Hayatım nasıl olacak?” gibi onlarca soru ile hayatımı resmen yeniden kurguladım. Peki bu yeni hayat nasıldı? Bunu nasıl yaptım?
16 Yaşında Ne İstediğini Bilmek?!
Ben 15-16 yaşlarımdayken ajandama kendi işimi kuracağım diye yazmıştım. O zaman beri de kendimi geliştirdim, sürekli okudum, öğrendim. Aynı zamanda o dönem yazılımdan mı, elektronikten mi ilerlesem diye tercih bile yaptım daha kimse yazılım elektronik bilmezken. Oldukça bilinçliydim yani Erzurum’un dağ başındaki bir okulunda yatılı okumama rağmen…
Daha o dönemden kendime çok büyük hedefler, hayaller belirlemiştim. Bunlar da genelde maddi şeylerdi; ne zaman milyoner olacağım, ne zaman emekli olacağım vs… Evlilik, çocuk, babalık, aile gibi direkt maddi olmayanlar kısımlar bu planlarda yoktu. Bunların olmaması o dönem için iyi gibiydi ama asıl gerçeği yazının sonuna kadar okuyunca fark edeceksin.
Tüm Dünyamın Yıkılması
Dokuz on yıl sonraya geldiğimizde ise tüm dünyam başıma yıkıldı. Anladım ki 16 yaşındaki ben, baya fena yanılmış. Asıl istediğimle elde ettiğim uyuşmuyordu. Örneğin başarı ile gelen mutluluk, saf mutluluğun yanında hiçbir şeymiş. Ben asıl olayı, saf mutluluğu kaçırmışım. Aslında bunu 20-21 yaşımda fark etmiştim ama kendimi o kadar şartlamışım ki bir hedef için kör olmayı engelleyemedim.
Bir diğer nokta da maddi hedefleri o kadar yüksek belirlemişim ki ulaşma yolunda kendimi, gençliğimi, sevdiklerimi heba etmişim ama farkında olmamışım. Hedefe ulaşmak için her şeyi mübah gördüm ve asıl değerlerimden uzaklaştım. O yolun başındaki hedef belirleyen ben ile 25 yaşındaki ben bambaşkaydı.
Değişimi Tetikleyen O Konuşma!
Girişimciliğin zorluklarına girmeyeceğim ancak 2023 yılında, 25. yaşımda şöyle bir şey oldu. Çok fazla bunalmıştım ve stres altındaydım. Mentalin yanında fiziksel sağlığım da etkilenmeye başlamıştı ve ne yapacağımı pek bilmiyordum açıkçası. Tek emin olduğum şey kendi işini yapmanın bana artık iyi gelmediğiydi ama bırakmak gibi bir ihtimal çok çok uzaktı çünkü Odin demek girişimci demekti. Bu kimlik benim yaşam biçimimdi!
2023 yazında eski bir yakın arkadaşımla görüştüm. Aslında artık hayatımda olmayan biriydi ve bana çok kızgındı ama biraz zorlayarak olsa da görüştük. Kendisine tatile gitmek istediğimden, girişimciliği bırakmayı düşündüğümden ve diğer birkaç normal benden farklı olan isteğimden bahsettim. Lafını esirgemedi ve olabildiğince en kibar şekilde beni çok iyi tanıdığını, bu isteklerimi hiç gerçekleştiremeyeceğimden emin olduğunu söyledi. Kendimi kandırıyordum ona göre. Onunla konuşurken her zamanki kendimden eminliğimle bunun doğru olmadığını söylesem de çok kısa süre haklı olduğunu gördüm.
Bu farkındalıktan sonra o zamanlar kahve içmeye bile tek gidemeyen biri olarak ani bir kararla yurt dışına yalnız başıma tatile gitmeye karar verdim. Bu tatile gittim ve hayatımın en iyi deneyimlerinden biri oldu. Bu yolculuk tüm yaşantımı değiştirdi ve girişimciliği bırakıp bambaşka bir şekilde hayat sürmeye karar verdim.
Yeni Hayatım Nasıl Olacaktı?
Girişimciliği bıraktıktan sonra ne olacağım belli değildi. Danışman mı olacaktım? Freelance mi olacaktım? Beyaz yaka mı olacaktım? Tek emin olduğum girişimci olmak istemediğimdi, beni o hırs döngüsüne sokan durumda olmak istemediğimdi. Yani daha sade, daha belirli, daha düzenli, daha stabil bir hayat istediğimden emindim.
Birkaç ay danışmanlığı denedim çok hızlı şekilde bana göre olmadığını anladım, iş benim olmuyordu, ekibim yoktu, amaç sürekli değişiyordu ve yine fatura, ödeme alma derdi vardı. Freelancerlığında bundan çok farkı yoktu. Sonra beyaz yakalılığı değerlendirmeye karar verdim ve 1 yıldır devam ediyorum 🙂
Neden Stabil Bir Yaşam?
Ben farklı yollardan gideceğim diye çok büyük riskler aldım ve bu da birçok şeyi deneyimlememi sağladı. Çok iyi para da kazandım, çok popüler de oldum, statümün çok yüksek olduğunu da gördüm, benim bile inanmakta zorlandığım başarılar tattım, insanları etkiledim, yön verdim… Bunların tersini de tattım elbette. Tüm bunlar çeyrek asırlık ömrümden gerçekleşti.
O yolcuktan sonra şunu fark ettim: Tüm bunlar beni inanılmaz yoruyordu ve tüketiyordu. Hep verdiğim bir örnek var: sanki düz bir yoldayım, sondaki büyük hedefe ulaşmaya çalışıyorum, bu hedefe giderken aralarda başarılar elde ediyorum, ara hedeflerime ulaşıyorum ancak o kadar zor bir hedef belirlemişim ki bu yolda ilerlerken ne yoldaki güzellikleri görüyorum, ne yolda yanımda olanların değerini bilebiliyorum…
Özetle tüm o yaşadıklarım beni mutlu etmiyordu, beni tüketiyordu. Bu da bir döngü halindeydi 5 yılda bir başa dönüp neden bu kadar her şeyi heba ettim diyordum. Günün sonunda fark ettim ki bu 5 yıllık döngüyü kırmanın yolu o en başta belirlediğim ana yoldan vazgeçemek. Bu yüzden ne istediğimi bildiğim sandığım o bildiklerimi tamamen sildim ve yeni ben oluşturmaya karar verdim.
Yeni Odin
Stabil yaşamın ilk adımı daha düzenli bir hayat sürmekti. Hayatımızın çoğu da işte geçiyordu. Bu yüzden en düzenli iş türü olan beyaz yakalılığı seçtim. Şanslıyım ki tek sosyal medya paylaşımıyla yaklaşık 20 yerden teklif aldım ve şu an bu yazıyı yazarken çalıştığım yeri seçtim. Burayı seçme nedenlerimden biri de düzenli bir iş hayatım olacakken içimden bir şeyler oluşturma, başarma kişiliğini de öldürmeyecektim. Örneğin bir bankadan da güzel bir teklif almıştım ancak benim için aşırı durağan olacağından seçmemiştim.
İşi hallettikten sonra tenise başladım, yıllardır başlamak istiyordum ama beyaz yaka olunca en hızlı yapabildiklerimden oldu 🙂 Sonra yurt içinde ve dışında gezmeye başladım, kendi işimi yaparken onca yıl hiç tatil yapmamıştım neredeyse 🙁 Yazmaya ve içerik üretmeye döndüm ama kendim için, bir kitle yaratmak için değil. Bu fark bana çok iyi geldi. Bunu fark edince de çok takipçili hesaplarımı kapattım ve göz önünden tamamen çekildim. Zaman zaman bu garip gelse de alıştım ve sevdim 🙂
Durağanlıktan Aksiyona
Son bir yıldır bu düzenli, stabil hayatı yaşıyorum ancak fazla durağan bir yıl geçirdim. Tabii ki bilerek seçtim böyle bir yaşamı çünkü bu dönemde bu gerekiyordu benim için ancak artık bir önceki yazımda da belirttiğim gibi yeni yaşımda biraz daha hareketli bir yaşama geçeceğim.
Bu hareket tabii ki yukarıda bahsettiğim stabilliği bozacak şekilde değil. Kendim için daha çok şey yapacağım, kendimi daha çok geliştireceğim ve her anlamda daha iyi bir ben olmak için çalışacağım. Stresin, gürültünün, hırsın, kötülüğün minimize olduğu bir hayata devam edeceğim.
Özetle yeni hayatımı seçme serüvenim bu şekilde gelişti, gelişmeye devam ediyor. Yolculuğun bizi nereye götüreceğini bilmem. Ancak artık o döngüden çıktığım ve hayatın tadını çıkarabildiğim için çok mutluyum. Artık sevdiklerim, yanımdakiler, ailem benim için yoldan daha önemli 🙂
Ve tabii ki bir şarkıyla veda ediyorum..